MOĞOLİSTAN CENGİZ HAN’IN İZİNDE BOZKIRLAR ÜLKESİ

İstanbul Ulan Batur seyahatimiz başlıyor. Geceleme uçakta.

Sabah 03:40’ta Cengiz Han Uluslararası havalimanına varış. Tur rehberi ile buluşma ve 80 km mesafedeki Gorkhi Terelj Milli Parkı’na hareket.

Kahvaltımızın ardından Dünya’nın en büyük 7. Anıtı ve Dünya’nın en büyük atlı heykeli olan Cengiz Han Atlı heykelini ve kompleksin alt katında bulunan, altın kırbacının bulunduğu müzeyi geziyoruz.

Heykel 2008 yılında 40 metre uzunluğunda, 250 ton paslanmaz çelikten yapılmıştır.
Sonrasında Bilge Tonyukuk yazıtının bulunduğu Tonyukuk anıtlarını ziyaret ediyoruz. (Bain Tsoko Inscriptions – 720-725  yılı ) “Türk” kelimesinin geçtiği şu ana kadar bulunabilen en eski eserdir. 
Terelj Milli Parkındaki kampımıza varış ve gerlere yerleşme.  

Gorkhi Terelj Ulusal Parkı, Ulan Batur’a en yakın ulusal parktır ve ülkenin 3. Büyük koruma alanı olup muhteşem manzaraları, zengin bitki yaşamı, yaban hayatı ve kültürel deneyimleriyle ünlüdür. 
Öğleden sonra Terelj Milli Parkı’nın en ünlü simgesi olan Kaplumbağa Kayasından Aryapala Tapınağı Meditasyon Merkezine kadar yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüşümüz olacak. 
Akşam yemeği Kampta ger çadırlarında

Kahvaltı sonrası Gobi Çölünün kumul alanı olan Elsen Tasarkhai’ya hareket. 
Yol üzerinde “Mongol Nomadic Camp” ziyaret edilerek Moğol göçebe kültürünün, geleneklerinin ve yaşam tarzlarının deneyimlenmesi. Kampta Moğol göçebe gösterisi, kültürel etkinlikler, yak, at ve deve binme imkanı sunulmaktadır.  Geleneksel Sütlü vodka, Sütlü çay, kımız yapım aşamalarını izleyebileceğiz
Öğle yemeğinin ardından Elsen Tasarkhai kumullarına devam ediyoruz. Orta Moğolistan’da dağların arasında kaybolmuş 80 km boyunca uzanan bu kum tepelerine Mini Gobi çölü deniyor.

Kuzeyde Khungu Khan Dağı Güneyde Ikh Mongol Dağı ile çevrilidir. Kampa varış ve gerlere yerleşme.

Kısa bir dinlenmenin ardından Khugnu Khaan Milli Parkında hafif bir trekking ile Çift hörgüçlü Moğol Bactrian develeri ile kum tepelerinde kısa bir tur yapıyoruz.  

Hormog (Deve Sütü) İçmeyi Denemek İçin Şansımız Olacak. 
Ovgon Manastırı’na (Yaşlı Adam Manastırı) transfer ve kayalık bölgede kısa yürüyüş. Manastır kampımıza 5 km mesafede olduğu için dönüş yürüyerek yapılacaktır.
Akşam yemeği kampta ger çadırlarında.  

Bu gün geniş çayırlardan, bazalt kayalardan ve nehirlerden oluşan bir manzara boyunca yolculuk ederek Ata topraklarımız Ötüken’de bulunan Orhun Vadisine ulaşıyoruz.

Bozkır yollarının bozuk olması nedeniyle yavaş ilerlerken Moğol Göçebe yaşamını yakından gözlemleme şansı bulacağız. 

Orhun Nehri kıyıları boyunca uzanan ve Cengiz Han'ın geniş imparatorluğunun antik başkenti olan Harhorum'un (Karakorum) yanı sıra çeşitli arkeolojik kalıntıları da içinde barındıran Orhun Vadisi Ulusal parkı, 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Ulusal Park yüksek dağlar, alp çayırları ve Sibirya çamları ile kaplı ormanlarla çevrilidir. Kuzeyde volkanik taşlarla kaplı vadiler bulunur. 

Yaklaşık 20.000 yıl önce oluşmuş olan ve 27 metre yükseklikten dökülen Orhun Şelalesi çevresinde kısa bir trekking yapıyoruz. İsteyenler at binebilir. Akşam gerçek bir Moğol göçebe ailesinin yanında konaklıyoruz. 

Akşam yemeği Göçebe aile evinde.  

Orhun Vadisinde yürüyüş günü. Vadiden Şivee-Ovoo tepesine yaklaşık 4 saatlik bir yürüyüş yapıyoruz.

Türk askerlerinin beş velayeti korudukları gözlem tepesinden Orhun Vadisini ve nehrini seyrediyoruz. 
Orhun Anıtları Müzesine Türkiye Cumhuriyeti tarafından yapılmış olan Bilge Kağan Otoyolunu kullanarak ulaşıyoruz.

Müzede bu vadi içerisinde bulunan Orhun yazıtları (Khoshoo Tsaidam) olarak bilinen Türk dilinin en eski yazıtlarından (734-735) Bilge-Kağan ve Kül-Tigin yazıtlarını göreceğiz.

Göktürklere yani Türk soyuna ait şimdiye kadar bulunabilen en eski yazıtlardandır.

Bu yazıtlarda Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi kullanılmıştır. Ayrıca yazıtlarda genel olarak Türklerin devlet anlayışı, yönetim sistemi, kültürel özellikleri, tarihi, sosyal devlet anlayışı ve devlet yönetim şeklinin değişiminden bahsedilmektedir. 
Kampımıza dönüş,  Akşam yemeği Göçebe aile evinde.  

Moğolistan’ın en yemyeşil alanına Tsenker Vadisine varıyoruz. Tsenher Vadisi yeşil ormanlı dağları ve en önemlisi 86,5 dereceli sıcak suları (Kaplıcaları) ile meşhurdur.

Kaplıcalardan çıkan su eklem hastalıkları, sinir sistemi hastalıklarını tedavi edici özelliklere sahiptir.

Ormanlı dağların özellikli şifalı suları ve harika doğası, dinlenmek için mükemmel bir yer. Vadide yürüyüş ile termal spa’da dinlenerek günümüzü geçiriyoruz. 
Akşam yemeği kampta. 

Bugün Karakorum'a geçiyoruz. Burası Moğolistan’ın küçük ama önemli turistik yerlerinden biri. Karakorum, 1220’de Cengiz Han tarafından Moğol İmparatorluğu’nun başkenti olarak kurulmuştur. İpek Yolu’nun önemli şehirlerinden biridir. 
Öğle yemeğinden sonra Karakorum müzesini ziyaret edeceğiz.

Ardından 16. yüzyılda inşa edilen, 108 Stupa ile çevrili, ülkenin en eski ve en görkemli manastırlarından Erdene Zuu Manastır Kompleksini ziyaret edeceğiz. Manastır hala aktif ve keşişlerin yaşadığı ve dua ettiği binalar var. Rahiplerin Budist ilahilerini dinleme imkanımız olacak.  
Akşam yemeği kampta ger çadırında. 

Kahvaltıdan sonra Hustai Milli Parkı'na geçiyoruz.

Bu park, 19. yüzyılda Rus kaşif Przewalski tarafından tanımlanan Prejevalski Atı (Takhi) olarak bilinen, dünyadaki doğal ortamlarında bulunan son vahşi atların evi. Nesli tükenmiş sayılan bu at türü, yeniden Moğolistan’da doğaya kazandırılmıştır. Takhi atları burada Khustai ulusal koruma alanında serbestçe dolaşır. Burada 200’ü Tıbbi Olan 450'den fazla vasküler bitki türü vardır. Milli Parkı keşfedip vahşi atları göreceğiz. Bu nesli tükenmekte olan atları fotoğraflamak için harika bir fırsatımız olacak. Şansımıza göre tilki, geyik, dağ sıçanı, kartal ve daha vahşi hayvanları görebiliriz. 
Öğle yemeğinin ardından Ulan Batur’a dönüyoruz. Şehre giriş yapmadan önce; Ulan Batur şehrinin tamamını ve şehrin yanından akan Tuul Nehrini panoramik olarak görebileceğimiz, 612 basamaklı Zaisan tepesine çıkıyoruz. Zaisan Anıtı II. Dünya Savaşı’nda öldürülen Moğol ve Sovyet askerlerini onurlandırmak amacıyla yapılmıştır. 
Oradan şehir otelimize transfer, Akşam yemeği şehir otelinde.

Otelde alacağımız kahvaltı sonrası, Ulanbatur şehir turumuza başlıyoruz. 
Otelden yürüyerek Sukhbaatar Meydanını ve etrafındaki Parlamento binası, Opera ve Bale Binası, Kültür Sarayı, Borsa Binası, Ulusal Modern Sanat galerisini görüyoruz.  Şimdiye dek bulunan Göktürk yazısı (Orhun alfabesi) ile yazılmış en eski (682-691) Türk yazıtı olarak kabul edilen Çoyr (Çoyren) yazıtının sergilendiği, Ulusal Tarih müzesini ve Cengiz  Han Müzesi geziyoruz.  

Öğleden sonra Moğolistan’ın son kralı ve yaşayan 8. Buda’nın 20 yılını geçirdiği, Bogd Han’ın Kışlık Sarayını geziyoruz. 
Gobi Kaşmir Fabrikası gezisi: Dünyanın en nadide ve değerli ipliği kabul edilen kaşmirin anavatanı Moğolistan’dır. Kaşmir yüksek ve serin yaylalarda yaşayan nadide Capra Hircus cinsi keçinin yumuşacık yününe verilen addır. Yumuşak altın da denilen kaşmirin Moğolistan’da dağlardan gelen o yöresel sularda yıkanması gerekiyor bu sebeple kaşmir hammadde olarak Türkiye’ye getirilemiyor.  Orijinal kaşmir ürünlerinin nasıl üretildiğini görmek üzere bir kaşmir fabrikası gezisi ve kaşmir alışveriş turu yapıyoruz.
Akşam yemeği otelde. 

Otelde alacağımız kahvaltı sonrası, Ulanbatur şehir turumuza devam ediyoruz.
Moğolistan’ın en büyük manastırlarından biri olan Gandantegchinlen (Gandan) Manastırını geziyoruz. Manastırın en tanınmış tapınağı Boddhisattva Avalokiteshvara’da tapınağında Avalokiteshvara’nın 26.5 metrelik heykeli bulunuyor ki bu heykel dünyanın en uzun kapalı alan heykelidir.  Burada Budist ayini izleme şansımız olacak. 
Doğa Tarihi Müzesi (Dinozor müzesi) gezeceğimiz bir diğer müze. Gobi çölünde bulunan fosiller ve Moğolistan’da bulunan en büyük dinazor iskeleti burada bulunuyor. 
Ankara caddesi, Atatürk okulunu ve semazen heykelini geçerek Dashchoilin Manastırına devam ediyoruz. Gerlerden kurulu bir manastır olması özelliği ile kendi türünde Moğolistan’da yer alan üç manastırdan biri. 
Öğleden sonra hediyelik eşya alışverişi için serbest zaman veriyoruz. 

Akşam yemeği otelde. 

Sabah erkenden otelimizden havalimanına transfer sağlıyoruz ve MIAT Havayolları OM161  07:55 uçağı ile İstanbul’a dönüş yolculuğumuz başlıyor.