Menü

Tamamlandı

KARAKÖY-GALATA KULESİ YÜRÜYÜŞÜ

Bu Etkinlik 8407 TURSAB Belge nolu UGO Turizm Tarafından Gerçekleştirilmektedir.
Tarih
09.06.2020
Süre
GÜNÜBİRLİK
Konum
KARAKÖY
KARAKÖY-GALATA KULESİ YÜRÜYÜŞÜ
Etkinlik Detayları
Katılımcı Durumu
21 Limit
/
0 Kalan
Zorluk Seviyesi
Tarih 09.06.2020
Süre GÜNÜBİRLİK
Tür Kolay Yürüyüş
Etkinlik Açıklaması
KARAKÖY-GALATA KULESİ YÜRÜYÜŞÜ

KARAKÖY-GALATA KULESİ KÜLTÜR YÜRÜYÜŞÜ

9 HAZİRAN SALI

YÜRÜYÜŞ LİDERİ: TEZCAN EFENDİOĞLU ÇETİN

Parkur Zorluğu: KOLAY

Güzel İstabul'umuzun en eski tarihi güzelliklerinin bir çoğunu barındıran Galata'yı birlikte gezelim istedik bu hafta.

GEZİP GÖRECEĞİMİZ YERLER:

YERALTI CAMİİ

SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİİ

ARAP CAMİİ

BANKALAR CADDESİ

SALT GALATA

KAMONDO MERDİVENLERİ

NUSRETİYE CAMİİ

KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ

MERKEZ MERYEM ANA KİLİSESİ (AÇIK İSE)

GALATA KULESİ

BULUŞMA YERİ:

Karaköy İskelesinin önünde saat 10.30 toplanıp yürüyüşümüze başlıyoruz.

NOT: CAMİ ZİYARETLERİ İÇİN YANINIZDA MUTLAKA EŞARP OLSUN. AYAKKABILAR İÇİN BOŞ BİR POŞET VEYA GALOŞ GETİRMEYİ UNUTMAYINIZ.

Yürüyüşlerde  ve  molalarda 1,5 m sosyal mesafe kuralı uygululanacaktır. Etkinlik esnasında maske takmak zorunludur.

ETKİNLİK, SOSYAL MESAFE KURALINA UYGUN OLARAK VE MASKE KULLANILARAK GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR. GEREK DUYULURSA AYRINTILARDA DEĞİŞİKLİĞE GİDİLECEKTİR.

65 YAŞ ÜSTÜ ve 18 YAŞ ALTI KATILIMCI KABUL EDİLMEYECEKTİR.

ETKİNLİĞİMİZE KESİN OLARAK GELECEKLER KAYIT YAPTIRSIN LÜTFEN KONTENJAN DIŞI KATILIMCI KABUL EDİLMEYECEĞİNDEN DOLAYI GELMEK İSTEYENLER YEDEKTE KALMASIN.

YERALTI CAMİİ

Hikayesi yüzyıllar öncesine dayanan caminin yapım tarih itam olarak bilinmemekle birlikte 570’li yıllarda Doğu Bizanslılar tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Doğu Bizanslılar burayı Kastellion Kulesi olarak inşa ettirmişlerdir. Amaçları ise Galata-Sirkeci arasında gemilerin geçişini engellemek için bir zincir çekmekti. O zincirin bir ucunun buraya bağlandığı söylenir. Şu an cami olarak kullanılan yer de bu kulenin mahzenidir.

Mahzenin camiye çevrilmesi 259 yıl öncesine dayanıyor. Mesleme bin Abdülmelik komutasındaki İslam ordusu 700’lü yıllarda İstanbul’u kuşatmak için birçok sahabe ve Müslüman ile İstanbul’a gelerek Galata çevresinde konuşlanırlar. Çetin geçen çatışmaların ardından Bizans’a esir düşenler büyük işkencelere maruz kalırlar. Rivayete göre kuşatma bittikten sonra Süfyan bin Uyeyne esir düşer ve susuz bırakılır. Dua edince de su çıktığı rivayet edilir. Zindan da gördüğü işkenceler sonucunda şehit düşer ve mahzenin kapısı kurşunlanarak üzerine kapatılır. O günden beri de “Kurşunlu Mahzen” olarak anılmaya başlar.

Bu konuda iki farklı rivayet bilinmektedir. Bunlardan ilki;

1750’li yıllarda Üsküdar’da insanlar mahzenle ilgili rüyalar görmeye başlarlar. Bu rüyalar dönemin padişahı 1. Mahmud’un kulağına kadar gider. Padişah rüyaları tabir ettirip araştırma yaptırır. Kabir bulununca da buranın cami yapılmasını emreder.

Bir diğer rivayette şu şekildedir;

Şam’dan İstanbul’a gelen Allah dostu Şeyh Murad efendizade Şeyh Mehmet Efendi Galata’ya gelip kabir yerini babasının tespit ettiğini ve mekanın faziletlerini saraya bildirmiş. Padişah’ta gerekli araştırmaları yaptırdıktan sonra kabri ortaya çıkarmış. Padişah mahzenin üzerinde yer alan yazlık köşkünü de hürmeten bırakarak burayı terk etmiş ve buranın cami yaptırılmasını emretmiş.

SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİİ (AZAPKAPI):

Azapkapı semtinde Haliç kıyısında yer alan cami Azapkapı Camii olarak da tanınmaktadır. Cami 985 (1577-78) yılında Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eseri olan cami 1807 yılında yangından zarar görmüş, minaresi kısmen yıkılmıştır. 1894 depreminde harap olan yapı 1938-41 yılları arasında esaslı bir onarım görmüştür

Haliç'in kıyısında yer alan cami kesme taş malzeme ile fevkani olarak inşa edilmiştir. Alt katında tonozlu mahzenler bulunmaktadır. Kuzey cephede iki uçta yer alan kapılardan sonra merdivenlerle son cemaat yerine çıkılmaktadır. Mekan sivri kemerli alınlıklı dikdörtgen açıklıklı bir sıra pencere ile aydınlatılmış olup üzeri de kurşun kaplı meyilli bir çatı ile örtülüdür. Son cemaat yerinde iki yanda yer alan birer kapı ile harime geçiş sağlanmıştır.

ARAP CAMİİ:

Hicri 95 Miladi 717 yılında yaptırılan caminin banisi, Emeviler döneminde İstanbul’u fethetmek için gelen sahabe evlatlarından müteşekkil İslam Orduları komutanı Mesleme Bin Abdülmelik Hazretleridir. Hazreti Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olabilmek için sefer düzenleyen ordu bu amacına ulaşamamış olsa da Bizans semalarında ilk ezan-ı Muhammedi sesinin yükseldiği bir cami yaptırmaya muvaffak olmuştu.

İslam Ordularının Arabistan’dan gelmiş olmalarına nispetle cami ismi Arap Camii olarak anılmış. İspanya’daki Benî Ahmer-Benî Nasr İslâm Devleti’nin 1492’de sona ermesi üzerine, oradan göç eden Müslümanların bu cami çevresine iskân edilmeleri ve Suriye’deki ve bilhassa Şam’daki Emeviyye (Ümeyye) Camii minarelerine çok benzemesi de caminin bu adla anılmasının diğer sebepleri arasında gösteriliyor. Ayrıca Galata muhitinin en büyük camii olduğu içinde “Büyük Cami” anlamında “Camii Ekber” namı ile de kayıtlara geçmiş.

Hazreti Ebu Eyyûb el-Ensari'nin katıldığı kuşatmadan 50 yıl sonra üçüncü kuşatmayı İslam ordularının ünlü komutanı Mesleme bin Abdülmelik yaptı. Ordu, M.S. 717’de karadan ve denizden Bizans’ı kuşatmış, muhasara bir yıl kadar devam etmiş. Bizans alınamamış fakat Galata zapt edilmiş. Komutan Mesleme Bin Abdülmelik Hazretleri ve İmparator Leon arasında varılan bir anlaşma sonucu buraya bir cami inşa edilmiş ve ibadete açılmış. 7 yıl kadar İstanbul’da kalmış olan İslam Orduları ibadetlerini burada yapmışlar. Emevi halifesi Ömer bin Abdülaziz Şam'daki isyanlar nedeniyle Mesleme bin Abdülmelik'i geri çağırınca, İstanbul kuşatması kaldırılmış. 800 yılına kadar cami olarak kalan bu tarihi yapıyı, Galata bölgesine yerleşen Cenevizliler kiliseye çevirmişler. Günümüzde minare olarak kullanılan kuleyi de ilave etmişler. Caminin kıble yönündeki birkaç küçük detay dönemin mimari izlerini yansıtıyor.

SALT GALATA:

Bankalar Caddesi’nde yer alan SALT Galata, Fransız asıllı Levanten mimar Alexandre Vallauri tarafından Bank-ı Osmanî-i Şahane için tasarlandı ve 1892 yılında hizmete açıldı. Yapı, anıtsal ölçeğinin yanı sıra, ön ve arka cephelerde kullanılan neoklasik ve oryantalist mimari üsluplardaki şaşırtıcı farklılık dolayısıyla İstanbul’da benzersizdir.

Kullanıma girdiği tarihten itibaren çok çeşitli nedenlerle yapısal müdahalelere maruz kalan yapının yeniden işlevlendirme çalışmaları, Ağa Han ödüllü mimar Han Tümertekin yönetiminde Mimarlar Tasarım tarafından yürütüldü. Kasım 2011’de açılan SALT Galata, yapının özgün karakterini ortaya koyacak biçimde eklerinden arındırılarak mekânsal kurgusu çok katmanlı programların gereksinimlerine göre düzenlendi.

Bir ihtisas kütüphanesi niteliğindeki SALT ARAŞTIRMA mekânı, SALT Galata’nın orta avlusunda 650 metrekarelik bir alandan oluşur. OSMANLI BANKASI MÜZESİ KOLEKSİYONU‘nun yapıya yayılan dijital sunumları, büyük bir sergi mekânı ve kayıtlı araştırmacılara yönelik SALT Araştırma Ferit F. Şahenk Salonu’nun bulunduğu -1 katından başlar. Yapıda ayrıca, 218 kişi kapasiteli Oditoryum, çok sayıda katılımcıyla çalışmaya elverişli Atölyeler, program ve özel etkinlik mekânları, ofisler ve serbest çalışma alanları bulunur. ROBİNSON CRUSOE 389  kitabevi tarafından işletilen Dükkân ile NEOKAL restoranı giriş katında konumlanır.

KAMONDO MERDİVENLERİ:

Öncelikle kamondo merdivenleri adının nereden geldiğinden bahsetmek istiyoruz. Bu merdivenler adını Abraham Salomon Kamondo isminde eski ve zengin bir aileden almaktadır. Salomon Kamondo Osmanlı-İtalyan Yahudi bir finansör ve hayırseverdir. Aynı zaman da Osmanlı imparatorluğunda finansal konularda oldukça başarılı bir kariyeri vardır.

Salomon Kamondo aynı zaman da o dönem yabancı uyruklulara gayrimenkul verilme yasağının kalkmasında da önemli bir rol oynamıştır. 1850 yılında yapılan kamondo merdivenleri’nin bulunduğu Banker Sokağı da o zamanlar Kamondo Sokağı olarak bilinmekteydi.

Bu merdivenler Kamondo ailesi tarafından yaptırılmıştır ve ne için yapıldığı konusun da birkaç farklı bilgi bulunmaktadır. Kimileri merdivenleri kamondo ailesinin evine daha kolay ulaşabilmek için yaptırdığını kimileri ise çocuklarının okuluna daha kolay ulaşabilmesi için yaptırdığını söylemektedir.

NUSRETİYE CAMİİ:

Nusretiye Camisi’nin yerinde daha önceleri, III. Selim’in yaptırdığı Arabacılar Kışlası’nın camisi bulunuyordu. Bu cami Firuzağa yangınında yanınca; Beyoğlu’na bağlı Tophane semtinde, Meclisi Mebusan Caddesi üzerinde yer alan Nusretiye Camii, II. Mahmut tarafından Krikor Amira Balyan’a yaptırılmıştır. Caminin inşaatı 1823 yılından 1826 yılına kadar sürmüş ve yapı 1955–58 arasında kapsamlı, 1980 ve 1992 yıllarında kısmen restore edilmiştir.

Nusretiye Camisi’nin harimine, barok üslupta inşa edilmiş 4 m yüksekliğinde ve 2,10 m genişliğinde görkemli bir kapıdan girilir. Harim 7.50x7.50 m ölçülerinde kare plan üzerine inşa edilmiş ve harim tavanı 33 m yüksekliğindeki pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Kalem işleriyle bezeli kubbe kasnağını yirmi pencereli açıklıklar dolaşır.

Mihrap nişleri camideki diğer mimari öğelere kıyasla sadedir. Mihrap nişlerinin iki yanında iki pencere bulunur ve mihrap içten daire biçimli, yarım kubbeyle örtülüdür. Ayrıca, cami Osmanlı klasik mimarisinin son örneği olan, dört sıralı pencere açıklıklarına sahiptir. Mermer duvar kaplamaları da ikinci sıra pencere açıklıklarının hizasına kadar yükselir.

KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ:

İstanbul’da 16. yüzyılda Osmanlı kaptanıderyası Kılıç Ali Paşa tarafından yaptırılan ve mimarlığını Mimar Sinan’ın üstlendiği Kılıç Ali Paşa Camii İstanbul’un Tophane semtinde bulunmaktadır. Caminin cümle kapısının üzerinde şair Ulvî’nin kitabesi vardır ve kitabe, külliyenin yapımının 1580 yılında tamamlandığı hakkında bilgi vermektedir. Ayasofya ile olan benzerliğiyle bilinen caminin, Robertson tarafından 1850’li yıllarda çekilen fotoğrafında cami minaresinin iskele kurularak gövdenin ortalarından itibaren yenilendiği görülmekte, bundan da minarenin bilinmeyen bir sebepten dolayı yıkıldığı anlaşılmaktadır.

Kılıç Ali Paşa Camii’nde Mimar Sinan, uzun meslek hayatının son büyük eserlerinden olmasına rağmen çok daha küçük ölçüde Ayasofya’nın planını ve Osmanlı dönemi Türk mimarisinin unsurlarını kullanarak şaşırtıcı bir uygulama ortaya koyduğu görülmektedir. 

UYARILAR:   

  • * Kalp, tansiyon, solunum ve ortopedik rahatsızlığınız varsa kesinlikle etkinliğe katılmayınız.     
  • * Belirli bir zaman aralığında yürüyüşün tamamlanabilmesi için yürüyüş temposunu bozacak hal ve hareketlerden kaçınılmalıdır.
  • * Etkinliğimizde alkol vb. kullanımı yasaktır. Mümkünse bir gün önceden de alınmaması yürüyüş temposu ve kalp ritminiz için yararlı olacaktır.
  • * Rehber, parkurda duruma göre değişiklik yapabilir.
Duraklar ve Saatler
Bu etkinlik araçsız olarak gerçekleştirilecektir.
Üye Girişi Yapmalısınız.
Uyarılar
Uyarı detayları bulunamadı.
Genel Uyarı Metni
Etkinliklerimiz doğa sporları kapsamında gerçekleştirilmektedir. Katılımcılar kendi sorumluluklarını üstlenirler. Etkinlik sırasında güvenlik kurallarına uyulması zorunludur.
Seyahatler yasalara uygun şekilde TURSAB Acentaları tarafından organize edilmektedir.
📚
Katılım Rehberi

Nasıl katılacağınızı öğrenin!